Okudukça yazasım geliyor.. ama neyi, nasıl yazacağım bilemiyorum. Belki de bıraksam kendi kendine gelir cümleler peşi sıra.. en son ne zaman yazdım? Eşim askerdeyken.. tüm günü.. tüm yaşadıklarımı.. hissettiklerimi bir bir yazdım. Sanki yanımdaymışcasına, konuşurmuşcasına.. Şimdi ise kendimi değil bambaşka bir hayatı yazmak istiyorum. Hayal etmek ve kağıda dökmek… ama kurgu olmalı, bir hikaye olmalı, ilk etapta çok sürüklemese de olur. Bir başlangıç yeter şimdilik.
Peki yazarlar nasıl oluşturur hikayeleri? Hayata dair gözlemlerini içlerinde biriktire biriktire mi oluştururlar yaşanmamış yaşamları? Ne hakkında olmalı benim hikayem? Hayatının aşkını arayan bir kadın mı, yoksa aşkı tatmış fakat geri kalandan beklentilerinden emin olamayan bir kadını mı anlatmalıyım? Peki neden ilk akla gelen bir kadın? Erkek içinden nasıl hisseder ki, ne düşünür, olaylara karşı nasıl davranır.. bilemem, 27 yıl da buna yetmez sanırım bilmeye, belki de ömür yetmez. Peki neden ilk akla gelen aşk? Hayatımızı en meşgul eden, hem mutsuzluğun dibine itebilen, hem de ayaklarımızı yerden kesebilen mucizevi bir şey olduğu için mi?
Sanırım eğlenceli bir şey bir kişi oluşturmak zihninde. Mutlaka kendinden bir şeyler katar mısın, yoksa tamamen soyutlaşabilir misin “ben”den? Kimse okumayacakmış gibi başlamak, ama eninde sonunda paylaşacağını bilerek ve heyecan duyarak devam etmek…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder